Temel Devrimci İlkelerimize Sımsıkı Sarılmalıyız

Temel Devrimci İlkelerimize Sımsıkı Sarılmalıyız

“Her şeyden önce bugün, MLM’nin temel devrimci ilkelerinin çok yönlü ve kapsamlı saldırılar altında olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu saldırıları boşa çıkarmak ancak devrimci ilkelere sımsıkı sarılmakla mümkün olabilir.”

1 Kasım 2025

Gerek uluslararası planda ve gerekse yaşadığımız coğrafyada kendini “sol” hatta Marksist-Leninist olarak tanımlayan bir dizi hareketin bilimsel sosyalizme dair söylemleri, pratik eylemleriyle uyumlu değildir. Bu güçler, teorik olarak da gün geçtikçe bilimsel sosyalizmin evrensel tezlerini savunmaktan uzaklaşıyorlar. Emperyalist kapitalizmin sömürücü, işgalci niteliğini yadsıyarak, ona “kurtarıcı”, “barışçıl” bir gömlek giydirmeye çalışıyorlar. Böylece anti-emperyalist mücadele bilincini karartmayı, emperyalizmle mücadele teorisi yerine, onunla uzlaşmayı hatta itaat etmeyi öğütlüyorlar. Bu teori hem tarihsel olarak hem de güncel bağlamda sınıf mücadelesini yadsıyan, sınıf işbirliğini kutsayan revizyonist bir teoridir.

Gerçek olan şu ki, sınıflar ortaya çıktığından beri, yöneten ve yönetilen sınıflar arası çelişkiler de nesnel bir olgu olarak varlığını sürdürüyor ve bu çelişkiler uzlaşmaz çelişkilerdir. Emperyalizm ve proleter devrimler çağında, bu çelişkileri yok saymak, emperyalist kapitalist sistemin kendiliğinden “demokratlaşacağı” hayaline kapılmak, II. Enternasyonal döneklerinin ayak izlerine basarak geleceksizliğe yürümekten başka bir şey değildir.

Bu çizgi, devrim yerine, reformları koyan ve özünde mevcut kurulu düzenin varlığını kabul eden bir çizgidir. Diğer bir ifadeyle burjuva düzeni yıkma yerine, kısmen onun aşırılıklarını törpüleme çizgisidir.

Bu çizgi, esas olarak sistem içi düşünüş tarzını öğütleyen, geniş emekçi yığınları siyasal iktidar bilinciyle eğitip-örgütleme yerine, onların bütün enerjilerini sistem içi mücadele araçlarına yöneltme çizgisidir. Bu, sınıf savaşımında başta işçi sınıfı olmak üzere, tüm emekçilerin dikkatini ana mücadele biçimlerine değil, tali mücadele biçimlerine yöneltme sahtekarlığıdır.

Oysa tarihi tecrübelerle bilinir ki, reformlar uğruna mücadele, siyasal iktidar mücadelesi perspektifiyle ele alındığı oranda, devrim mücadelesine hizmet ederek tarihsel bir anlam kazanır. Tersi tüm pratikler legalizmin-reformizmin bataklığına gömülür.

Genel manada devrimci hareketin, enternasyonal proletaryanın son on yıllarda mücadele cephesinde kazanmış olduğu mevzileri yeniden kaybetmesinde, yenilgilerle yüz yüze kalmasında, çizgisel anlamda yaşanan bu sapmaların rolü belirleyici bir konumdadır. Elbette ki, güçler dengesi bakımından, devrim mücadelesi aleyhine olan olumsuz şartlar yapılacak değerlendirmeler asla göz ardı edilmemelidir. Ama yaşanan tüm başarısızlıklar bu durumla açıklanmamalıdır. Böylesi bir yaklaşım, devrimci ve komünist hareketin ideolojik cephede yaşamış olduğu kırılma ve bu kırılmaların reformizme yönelme çizgisinde oynamış olduğu rolü yeteri kadar görmeme anlamına gelir.

Her şeyden önce bugün, MLM’nin temel devrimci ilkelerinin çok yönlü ve kapsamlı saldırılar altında olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu saldırıları boşa çıkarmak ancak devrimci ilkelere sımsıkı sarılmakla mümkün olabilir. Bu ilkelere sarılmadan devrimci militan bir çizgi yaratılamaz. Bu ilkelere sarılmadan kitle çalışmasında yoğunlaşılamaz. İllegal mücadelenin, devrimci zorun gerekliliği ve zorunluluğu kavranamaz.

Keza, bu ilkelere sarıldıkça, şu tarihi tecrübelerden öğrenmeyi de bir görev olarak algılarız. Emperyalizm ve proleter devrimler çağında, enternasyonal proletarya her türlü anti-MLM anlayışa karşı tavizsiz bir mücadele yürütmüştür. Bu sınıf kavgasında küçük-büyük yaratılan tüm zaferler, kazanılan başarılar, bu ilkeli duruşun ve kararlı yürüyüşün eseridir. Bu tarihi tecrübeler, güncel bağlamda da bizi, sınıf savaşımının her alanında, legal ile illegal mücadele arasındaki diyalektik bağı kurmada, karşı devrimci zora karşı, devrimci zoru örgütleme vb. tüm mevzilerde devrimci militan bir çizgide ısrar etmeye çağırıyor. Bu çağrılara kulak vererek, gerekeni yapmak, devrimci çalışmada adımlarımızı daha da hızlandırmanın bir güvencesidir.